Yazar Elizabeth Lunday’in BüyükSanatçıların Gizli Hayatları adlı kitabında sanatçılların farklı hikayelerini anlatıyor. Çevirisini Sevim Okyay yaptığı kitaptaki resimleri ise Mario zucca çizmiştir.
Kitaptan bir kaç hikaye…
– Manet’nin evliliği onun güzel kadınlara gözlerini dikip bakmasını hiç engellemedi. bir gün bir paris sokağında, suzanne’ın yakında oturduğunun farkında olmadan, genç ve güzel bir kadının peşine düşmüştü. karısının onu gördüğünü anlayınca yanına gitti ve büyük bir soğukkanlılıkla ,”onu sen sandım” dedi.
– Rembrandt karısının hatırasına sadık kalmış olabilir ama ev işlerini yapan Geertge dircx’in varlığının pek baştan
çıkarıcı olduğu anlaşıldı ve birkaç yıl içinde sevgili oldular. Derken yeni hizmetçisi güzel Hendrickje stoffles gözüne çarptı. Hamile Hendrickje, günah içinde yaşama gerekçesiyle kilise meclisinin önüne sürüklenirken, Geertge’yi de sepetledi.
– Caravaggio, işçilere kısa bir süre önce gömülmüş bir cesedi tutarak kendisine poz vermelerini emretti. Kokuya dayanamayınca cesedi bıraktıkları zaman ressam hançerini çekti ve onlardan gene önceki gibi durmalarını istedi.
– Bazen öfkesi patlak verir ve tuvallerine palet bıçağıyla saldırırdı. arkadaşları ağaçlarda sarkan paramparça tuvaller bulurdu, çünkü Cezanne onları pencereden dışarı fırlatmıştı.
– Henri matisse hukuk stajyeri olarak çalışmaktan o kadar sıkılmıştı ki, bir bezelye fırlatma çubuğu ve çiğnenip top haline getirilmiş kağıtlarla, penceresinden, geçenleri taciz etmeye koyuldu.
– Gerçek bir pasaklı olan Picasso, kağıt, makbuz, tuval, boş şişe ve ekmek kabuğundan oluşan yüksek yığınlar arasında çalışır ve yaşardı.
– Karısı onun için yazdığı şiirlerle birlikte gömüldükten birkaç yıl sonra, Gabriel Rosetti onun cesedini mezardan çıkardı ve saçlarına dolanmış şiirleri çözdü ki onları ilk kitabında basabilsin.(ntv)