Bedri Rahmi Eyüboğlu

Öylece geçerken tranvayla yine dikkatimi çekmişti Karaköy tarafından Bedri Rahmi Eyüboğlu .Bu sefer dahada yorgundu.Rengi solmuş.Yanlızlıktan olsa gerek .Bir hal hatır sormaya gittim ki hiç de iyi görmedim kendisini .Gün gittikçe daha da kötü oluyodu.

Evet.Bahsettiğim Aksu İşhanında duvar kabartması ( Karaköy/İstanbul Seni seviyorum).Restore edilmeye ihtiyacı var .Göz göre göre dökülüp gidiyor.Bir kaç restore girişimi olsada etkili olmamış.

Yetkili ve ilgililere tarihi mirasa sahip çıkmaya davet ediyoruz.

O ki sanatını böyle anlatmıştı.
Bedri Rahmi’nin Atölyesinin Girişinde Asılı Yeminde;

Bugüne kadar resim sanatı alanında
Yapılagelmiş olanları inceleyeceğime
Kendini bütün dünyaya kabul ettirmişler
Arasında beni en çok saranlarını ayırarak
Onlara kendi aramalarımı, denemelerimi
Katacağıma
Alışılagelmiş, basmakalıp, hazırlop
Klişeleşmiş çiğnene çiğnene tadı tuzu
Kalmamış hiçbir şeyi tekrarlamayacağıma
Elimden çıkan her çizgiye
Her lekeye
Her renge
Her beneğe
Kendi aklımı
Kendi tecrübemi
Kendi tasamı
Kendi ömrümü, yüreğimi basacağıma
Aldığım nefes, içtiğim su, bastığım toprak
Gözüm, kulağım, burnum,
Elim, belim, dilim, derim üstüne
Yemin ederim
Yemini bozduğum gün
Burdan giderim

Kısa Bilgi
Bedri Rahmi Eyuboğlu (1911, Görele – 21 Eylül 1975, İstanbul), dünyaca ünlü Türk ressam ve şairdir.
Güzel Sanatlar Akademisi’nde başlayıp Paris’te sürdürdüğü resim öğreniminin ardından yurda dönmüş ve yaşamı boyunca Güzel Sanatlar Akademisi’nde ders vermiştir. Yazma, gravür, seramik, heykel, vitray, mozaik, hat, serigrafi, litografi gibi birçok formlarda eserler üreten sanatçı, geleneksel süsleme ve halk el sanatlarında seçtiği motifleri yapıtlarında Batı’nın teknikleriyle birleştirerek kullandı. Şiirlerinde de halk kaynağından beslendi; masallardan, söylencelerden, türkülerden yararlanarak, doğa tutkusunu, insan sevgisini, yaşama sevincini, toplumsal sorunları yansıttı. En ünlü şiiri, Karadut adlı aşk şiiridir.
Milletvekili Mehmet Rahmi Eyüboğlu’nun oğlu, Türk aydınlanmasının öncülerinden Sabahattin Eyüboğlu ve ilk kadın mimarlardan Mualla Eyüboğlu’nun kardeşi, ressam Eren Eyüboğlu’nun eşidir.

 

Fidana sormuşlar: – Niçin büyürsün?
– Tohum itiyor, demiş.

Tohuma sormuşlar: – Niçin itersin?
– Toprak rahat bırakmıyor! demiş.

Toprağa sormuşlar: – Niçin tohumla uğraşırsın?
– Sebebini toprak olduğun zaman kulağına söylerim, demiş.

Nara sonmışlar: – Tanelerin kaç tane?
– Yiyenler saysın bana ne, demiş ? …

Güle sormuşlar: -Niçin kokarsın?
– Bu benim ibadetimdir, demiş.

– Kavakağacı sen hiç dua etmez misin? demişler.
– Nasıl etmem demiş; benim boyumun yarısı toprağa gömülüdür.
Benim topraktaki parçam dua eder; ben secde ederim!

Kavağın dibini kazmışlar. Kavak devrilmiş ve devrilirken kavak ağacının dua ettiğini duymuşlar.

Bir buluta sormuşlar: – Güzel bulut, sen niçin ele avuca sığmazsın?
– Ele düşersem beni ata benzetenler arabaya koşar. Bakraca benzetenler kuyuya atar. Ayıya benzetenler oynatır. Mendile benzetenler burunlarını silerdi! demiş.

Yıldızlara sormuşlar: – Niçin bizden bu kadar uzaklarda yanar tükenirsiniz?
– Ya sizin göz bebekleriniz demişler, niçin biz açılırken onlar kapanır?

B. Rahmi

2 comments

  1. çok doğru bir noktaya değinmişsiniz. tarihi mirasın müzelere kapatılması taraftarı değilim, tarih halkın içinde yaşadıkça anlam kazanır ama bu eserin konumu gerçekten çok anlamsız bir yerde ve açıkcası ziyan oluyor. bir müzeye konulsa belki daha faydalı olabilir.

    Beğen

  2. ben bedri Rahmi Eyüboğlu’nu sadece şair sıfatıyla tanıyordum. meğer ne büyük bir cahilmişim. gerçi düş dünyası ve sanat duyarlılığı bu denli yüksek birinin sanatın her alanında ürün vermesine neden şaşırdıysam anlamadım 🙂

    Beğen

Bir Yanıt bırak

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s