.
Tim Burton filmlerinin farklı ve kendine has bir lezzeti vardır. Sevenleri için açıklaması zor bir atmosfer yaratır. Çünkü neşeli, samimi, esprili ve zarif duyguları çocuksu bir naiflik içinde kare kare içinize sızdırır. Fantastik filmlerin böylesine dramatik duygular yaratması ilginç gelebilir ancak Tim Burton’un nevi şahsına münhasır sineması yani yönetmeni auteur yapan keyifli bir kamerası vardır. Özgün bir senaryo değil uyarlama çekse dahi kendi iç dünyasını ayrıntılara ve karakterlere sindirir, küçük ve çok sayıda ayrıntıların tümüne imzasını atar ve izleyicinin hemen kendisini tanımasını sağlar.
”Karanlık Gölgeler”, John August ile Grahame-Smith’in hikayesine ve Dan Curtis’in yarattığı aynı adlı televizyon dizisinden uyarlanarak ve ticari değer açısından Hollywood’un matematiksel endüstrisini tatmin edebilecek bir yönetmene emanet edilerek geniş seyirci kitlesini hedeflemiş bir film olarak vizyona girdi. Burton hem auther sinemasının avantajlı ismi hem de ana akım sinema kurallarına uygun hazlar sunabilen bir yönetmen olduğu için eğlenceli bir vampir filmi için şüphesiz doğru isim.
Burton’un dahi, deli ya da auther olarak tanımlanmasının sebebi sürprizli kamera oyunları, tezatlardaki uyumu ve yaratıcı atmosferi olabilir. Gülümsetir, gizli bir hüzünle incitir, ani ve absürt devinimlerle eğlendirir ve tematik mesajlarla düşündürür. Üstelik tüm bunları ticari sinema kuralları içinde gişe filmi çekerken başarır. O yüzden Tim Burton’u farklı bir seyirci kitlesi çektiği her filmi heyecanla bekler. Üstelik ilk filminden beri birçok işte birlikte çalıştığı yakın arkadaşı Johnny Depp gibi ekranı dolduran, anlatıyı çekip çeviren, aksaması muhtemel sahneleri sürkleyen bir aktör de işin içindeyse ister istemez vasatı geçiyor yapım. Ancak maalesef Tim Burton filmografisi içinde ‘Karanlık Gölgeler’in özel bir yeri olmayacağı hemen hissediliyor. Bu iki ismin aynı afişte görülmesiyle birlikte yükselen beklenti, seyirciyi sadece eğlencelik bir vampir komedisiyle idare etmek zorunda bırakıyor.
Kasabanın üzerinde egemen olmaya çalışan iki vampir karakterin karşılıksız aşkı filmin çelişkisi olarak anlatının çatısını oluşturuyor. Her ikisi de metaforik olarak kasabalının kanını emse de filmin özdeşleşilecek kahramanını Johnny Depp canlandırıyor elbette. Depp’in çocuksu ergen suratına yapılan sempatik vampir makyajı masalsı bir masumiyet kazandırıyor kahrmana. Gereksiz yere masum insanların kanını emse de bunu zaruriyet olarak kodluyor Burton. Kapitalist sistem gereği acımasız ve sonsuz zenginlik isteği haklı bir talep gibi sunuluyor. Zenginliğe yapılan övgülerden birinde yakışıklı vampirimiz malvarlığının şöyle güzelliyor: ‘Avrupa zarafeti ve Amerikan girişimciliğinin muhteşem uyumu.’ Bu arada sık sık en büyük zenginliğin aile olduğu ve kan bağının kutsallığına güçlü vurgular unutulmuyor. Kısacası film kapitalist sistemin ne kadar cici ve pembe rüyalarla dolu bir yaşam vaat ettiğini karanlık renk kombinasyonlarının müthiş ahengiyle öğretiyor adeta.
Filmin sonunda kötü kalpli kadının lanetinin sevememek olduğunu anlıyor ve taştan kalbinin kırıldığına sevindiriyor yönetmen. Masalsı bir Hollywood vampir filmi yine sisteme methiyeler düzerken, iktidarın temsili ne kadar kurum varsa yüceltiliyor. Başta aile olmak üzere her birim aklanıyor, zenginlik göklere çıkarılıyor, devasa şirket sahiplerine sevgi ve saygıda kusur edilmiyor. Sıradan insanın var olması için kendine iyi bir patron seçmesi tavsiye ediliyor. Varlıklı insanların kuş bakışı dünyaya bakabilme yetisini temsilen geniş açılar, kocaman kamera hareketleri ve aksiyona can veren sürat Tim Burton imzasıyla yine de baş döndürüyor.
.
Şenay Tanrıvermiş
filme gittim ve sizin eleştirinizi iyimser buluyorum. bu film ustaya yakışmadı. filmin müthiş oyuncu kadrosu da boşuna harcanmış.
BeğenBeğen
ben de tim burton hayranıyım ve size sonuna kadar katılıyorum. bu yazıyı bile hak etmeyen bir film gerçekten. yazık olmuş johnnyime:) harcamış bu sefer tim amcamız oyuncuları. üstelik duygusu da yoktu filmin…
BeğenBeğen
süper bir filmdi yine her zamanki gibi. yine masalsı, neşeli, duygulu ve çok sempatik kahramanlar vardı. mekanlar süperdi, bol sürprizli ve renkli.
BeğenBeğen
kapitalist sistemin eleştirisini en gizli ve en detaylı şekilde yapan filmler vampir filmlerdir. karanlık gölglerin sevimli gösterilen kahramanları da halkın kanını emen aslında acımasız emek ve hak hırsızlarıdır. çok doğru bir analiz, elinize sağlık.
BeğenBeğen
en sevdiğim tür vampir filmleridir. bahsettiğiniz yönetmeni de tanımadan sırf vampir filmi diye gittim. ama çok light geldi konu ve işleyiş.
BeğenBeğen
tim burton’un dahi, deli ya da autör olmadığı kesin. o teknolojik gelişmleri takip eden ve hollywood’un istediği, beklediği filmleri çekerek seyirciyi oyalayan ve anlık mutluklar veren bir yönetmen. evet bu da az şey değil ama autör olmakla arasında dağlar var.
BeğenBeğen
tam bir fiyasko çıktı. tim burton bu kez sınıfta kaldı. bence siz fazlasıyla olumlu yaklaşmışsınız ya da çok zarif dile getirmişsiniz.
BeğenBeğen
vampirler ve kapitalizm bağlantısını her zaman çok mantıklı bulmuşumdur. çok derin ve ama çok anlaşılır, güzel bir analiz olmuş. tim burton zaten sistemin bir parçası ve düzenin kaymağını yiyenlerden. dolayısıyla filmleri kendisine çok çok uygun. tabii bu kötü demek değil ama doğru demekte değil.
BeğenBeğen
masalları çok severim, başlığınızı görünce bir masal bekleyerek gittim. evet gerçek olamayacak kadar saçma, daha doğrusu masal olamayacak kadar hollywood yutturmacası bir filmle karşılaştım. gerçi siz bunu yazmışsınız zaten ama hayalkırıklığı oldu nedense.
BeğenBeğen