.
Bruce Willis, Rebecca Hall, Catherine Zeta-Jones’un başrollerinde oynadığı ve Stephen Frears’in yönettiği komedi dram türünde kategorize edilerek tanıtılan ‘Bahse Var mısın?’, filmin başında izleyiciye anlatının gerçek olduğunu neşeli ve alaylı bir üslupla müjdeliyor. Gerçek bir hikaye izleyeceğini öğrenmenin getirdiği artı değer ve yine filmin sonunda gerçek karakterlerin hayatlarına nasıl devam ettiklerine dair verilen bilgiler Amerikan rüyasının aslında gerçek olduğunu mu söylemeye çalışıyor acaba? Amerikan rüyasından daha büyük bir kabus ve yalan olabilir mi kitleleri uyutmak için? Hollywood bir kez daha imkansızı istersen başarabileceğini, hayatın sürprizlerle dolu olduğunu, eninde sonunda herkesin keşfedileceği bir olağanüstü yeteneği olduğunu, başarıya giden yolda her türlü hırsızlık, haksızlık ve rekabetin olağan olduğunu şarkılarla, danslarla, hoş adamlar ve güzel kadınlarla anlatıyor. Üstelik başına ve sonuna bu filmin gerçekten de gerçek olduğunu neredeyse ispatlamışçasına yazıyor ve okutuyor.
.
Filmin kahramanı genç, güzel, ateşli, hırslı, uzun bacaklı, saçları ahenkli, neşeli maceraperest bir striptizci ve bu alametifarika striptiz yapmaktan vazgeçerek temiz bir yolda kariyer yapmaya karar kılıyor. Temiz bir hayat tanımlamasında Las Vegas’a gitmek, bolca para, çokça eğlence, epeyi heyecan ve değişik bir yaşam var. Sanki tüm diğer insanlar az paralı, sıkıcı, durağan ve sıradan bir iş aşkıyla yanıp tutuşuyormuşçasına karakterimiz bu istekleri nedeniyle sevimli, zeki, farklı ve özel gösteriliyor. Yeni hayatına kumarbaz mı, tefeci mi, bahisçi mi olduğu belli olmayan ama anlatı boyunca sonuna kadar onaylanan bir adamın yanında başlıyor. Temiz yaşamında insanlara kumar oynatmayı (acaba bahis denilirse daha mı az kulak ve vicdan tırmalar?) ve böylece helalinden çok para kazanmayı normalleştiriyor Bahse Var mısın? Harflerle ve sayılarla arası iyi olduğu için bu işte çok başarılı oluyor hemencecik. Harfler ve sayılar modern dünyanın tüm sırlarını çözmeye yaran dualar kadar şifre ve kod bozan, yazan, çizen yeni anahtarlar mı değil mi zaten? Ayrıca kot şortunun ve kovboy çizmelerinin uzun bacaklarındaki şık duruşu elinde kapı gibi jokerleri…
.
Yoksa başarısında patronu Dink’e yaptığı oynaşın, kışkırtmanın, yoldan çıkarmaya çalışmasının hiç payı yok! Ne de olsa artık kirli geçmişini geride bırakmış ve temiz bir yaşama yelken açmış bir genç kız oluyor kahramanımız. Her ne kadar Dink karısını sevdiğini söylese de boşanması için ikna etmeye çalışması ise temiz aşkının net bir ispatı sayılıyor. Dink karısından ayrılmayınca ve kahramanımızı işinden kovunca temiz ve saf genç kız boş durmuyor ve bambaşka genç bir adama aşık oluyor. Maşallah biriyle oynaşırken diğeriyle telefonlaşması ise yine kahramanın aşk dolu yüreğinin bocalamasına ve iyilik dolu yüreğinin herkese yer açtığına işaret sayılıyor.
.
Daha sonra filmin kötü kahramanı başka bir kumarbaz, tefeci veya bahisçi iş adamıyla çalışmaya başlıyor sırf heyecan olsun diye. Filmin kötü adamının, kötü adam olmasının sebebi ise farklı bir eyalette olması, dolayısıyla iyi kahramanın yasal olarak yaptığı işlerin yasadışı kabul edilmesi… Dink’in Las Vegas’ta yaptığını New York’ta yapması anlaşılmaz bir şekilde küçümseniyor, ayıplanıyor ve yargılanıyor. Böylece heyecan yükseliyor. Kahraman kızımız öylesine iyi niyetli, aktif, dinamik ve neşeli ki birçok insana bahis oynatıyor heyecan maksatlı. Başta Dink’i ve sonra sevgilisini bırakıp kötü adamın iyi kalpli yardımcısı oluveriyor. Bu arada yeni genç sevgilinin de başını bazı yasadışı işlerini yaptırarak belaya sokuyor. Tabii istemeden, tam olarak bilmeden veya bilmezden gelerek! Her neyse işte! Hollywood’un çatlak kadın klişesine göre hem alçakgönüllü hem çok güzel ve hem de acayip zeki kadınları asla isteyerek değil ya sakarlıkları ya da aşırı hassas ve düşünceli oldukları için problemlere sebebiyet verirler.
.
Zaten hikmetinden sual olunmaz Hollywood sinemasında sorunlar elbette çözülür. Gerekirse hiç umulmadık sıradan karakter şifre kırar, en vicdansız ve entrikacısı vicdana gelir ve her zaman güzel bir müzik çalar… Bahis oynadıkları finalle mutlu sona bağlanan film önceden müjdeli haberi veriyor ve kahraman genç kızımız üzerine bahis oynadıkları ve oynattıkları takım için şöyle diyor; ‘Hak ettiği mi düşünüyorum, bu yüzden kazanacaklar.’ Elbette kazanıyorlar ve filmin başrol oyuncuları müthiş danslarıyla seyirciyi iyice mest ediyor. Koskoca starların müthiş dans performanslarını, komik ve şirin hareketlerini armağan ediyor Hollywood bir kez daha. ‘Ay ay Bruce Willis’e bak, nasıl da çılgın, of of off Catherine Zeta-Jones ne de güzel kıvırıyor’ dedirtiyorlar.
.
Bahse Var mısın şansı, kumarı, illegal ticareti, haksız rekabeti onaylamamışçasına izleyiciye eninde sonunda zenginlik, mutluluk ve başarı bulacakları gibi zehirli ve gizli mesajlar veriyor. İşte bu yüzden kısa süreli mutluluklar için bu tip filmler hararetle tavsiye edilir ve ediliyor zaten.
.
Şenay Tanrıvermiş
bugün gitmeyi düşünüyordum ve vazgeçtim ama yine de dansları izlemeye gidilir mi diyorum. sırf dans sahneleri için bazı filmleri defalarca izlemişliğim vardır. netice de sabun köpüğü izlemenin zevki burda.
BeğenBeğen
filmi izledim, sıradan bir romantik komedinin üstünde bence. hollywood filmine giderseniz hollywood filmi izleyeceğinizi bilirsiniz zaten. yani sürpriz değildi. ayrıca eleştirinize hak veriyorum ama zaten daha fazla beklenmez ki demek istiyorum.
BeğenBeğen
dün akşam izledim ve gayet sıradan bir sabun köpüydü. catrine zeta jones yaşlanmış resmen ve rolü de öyleydi. ama yine çok fıstıktı. fakat yazdığınız üzere eyaletlere göre iyi kötü olunması süper saçmaydı. mesajları yanlış bir film olduğuna da katılıyorum.
BeğenBeğen
klasik bir hollywood filmiydi. ben de sizin gibi bahse yokum. adamlar insanlara zorla kumar oynatıp sırtından para kazanıyorlar. şaka gibi ve de çok şirinler sözde. çok süper bir eleştiri olmuş.
BeğenBeğen
sanki şirin kız çok masummuş gibi gösterilerek ne kadar itici bir karakter yaratılmış. bizim ülkemizde kabul görmez böyle tipler. demek oralarda sempatik bulunuıyor. gayet ahlakdışı bir işte çalışıp yetmezmiş gibi zorla evli adamı taciz etmeye, baştan çıkarmaya çalışan genç bir yosma. ama yani yazdığınız gibi sanki akıl küpü ve hassas bir melek gibi gösteriliyor.
BeğenBeğen
Ben de hayal krikligi icinde çıktım sinemadan. Hollywood aynı filmleri yapmaya devam ettiğine göre seven ve ozleyen var demek ki. Ama ben ce bahse yokum kısacası.
BeğenBeğen
ben de bahse yokum, film tam bir hayalkırıklığı hatta hüsran. hollywood egemenliği ve hayranlığı olmasa zaten baştan gidilmeyeceği belli. bu akşamımı birçok kez gibi harcayan star ziyanlığı.. daha fazlasını yazmamalıyım galiba ama vakit kaybı asabiyeti işet.
BeğenBeğen