.
Yönetmenliğini ve senaristliğini Yeşim Ustaoğlu’nun yaptığı ”Araf”ın oyuncuları Özcan Deniz, Nihal Yalçın, Neslihan Atagül, Yasemin Conka, Erol Babaoğlu, Can Başak, Feride Karaman, Ilgaz Kocatürk ve Barış Hacıhan sinemalarda izleyicisini beklemekteler. Ustaoğlu yine kendine özgü dili ve lezzetiyle usta bir iş çıkarmış. Her gün yanından geçilip gidilen küçük yerlerin büyük hayaller kuran insanlarını TV izleme şekilleri ve halleri eşliğinde mercek altına almış. En son Pandora’nın Kutusu’ndaki sessiz ve durağan karakterlerin tersine son derece renkli, hepsi birbirinin aynısı gibi ama farklı, hop tek hop tek oynayan ilginç karakterler almış.
Özellikle Neslihan Atagül masum taşralı kız Zehra ve Barış Hacıhan ‘Dumanlı kentin puslu çocuğu” Karabüklü Çaycı Olgun rolünde oynamak için yönetmen tarafından özel olarak yaratılmışçasına başarılı portreler çıkartmışlar. Özcan Deniz’in hiç konuşmadan başrolde canlandırdığı Mahur’un sessizliği inandırıcılığı zedelese dahi unutulmayacak düğün sahnesi çiftetellisi göz dolduruyor, keyiflendiriyor.
Birçok eleştirmenin özellikle ikinci yarısındaki olaylar ve final nedeniyle eleştirdiği ‘Araf’, bir Yeşilçam bilinçaltı hortlaması gibi dursa da, dahası uysa da uymasa da çok kalıcı etkiler bırakmayı başarıyor. Kırmızı kamyonlu yakışıklı ve gizemli adam, hamile bırakılan saf kasabalı kız, iyi kalpli taşralı çocuk gibi klişeler tüm ülke bilinçaltında hiç bayatlamaya fırsat bırakılmayacak kadar sık tekrarlanmaktadır sinemamızda. Ancak fonda tanıdık TV program ve sesleri, önde ezberden bilinen imge ve olay örgüsü artı bir seyir keyfi yaşatıyor. Çünkü Ustaoğlu usta görüntüler ve küçük farklarla yepyeni bir kolaj sunuyor. Hem tanıdık hem de yeni bir anlatı izleme fırsatı yaratıyor.
Araf’ta kalmış karakterler paradoks yaratmadan aynaya bakamayan ve kendi varoluşlarının kanıtını yansımalardan arayan sıkışık hayatlar içinde kanal kanal geziniyorlar. Zehra ve diğer karakterlerin cam, TV ve diğer yüzey yansımaları özneyi nesneleştirirken birkaç boyutlu bağıntı ve çağrışımlar hikayeyi derinleştiriyor. İlk yarıda genellikle ezberletilmiş TV programlarının ses ve sloganları üzerine düşen bulanık kişi yansımaları, karakterleri nesneleştirerek ve kendi olma haline şans tanımadan sıyırarak vahşice bitiriyor. Aynı programları izleyen tüm Zehralar, Olgunlar ve arkadaşları aynılaşıyor ve bitiyorlar bir yerde.
Zehra camdan, Mahur’un gözlerinden ve evine aldığı TV ekranından uzaklara ulaşmaya çalışan saf taşralı bir kızdır aslında. Çaycı Olgun ise uzaklara gitmek değil refaha kavuşabilmek için bilgisayar ve TV ekranlarına bakan duygusal ve hayalci bir gençtir. Olgun için Acun Ağabey gibi herkese aynı mesafede uzak ve yakın bir şans kapısı vardır bu hayatta. Başı sıkışınca, öz annesi bile terk edince ve kimse duymayınca yardım elini ve kamerasını uzatacak bir Yalçın Ağabey hazırdır. Neticede TV bir eğlence, bilgilenme, oyalanma aracı değildir sadece. Hayata çözüm ve çare üreten bir mecradır. Bir TV yarışması ulaşılması hayal edilen nihai hedef olabilir. Ayrıca yollara çıkıp uzaklaşamayan karakterlerin görüntüleri ekranlara düşerse varoluşları da ispatlanır bir ölçüde.Hiç görünmeyen ve hep geçip gidilen bir yol üstünde yaşayanların sıkışmışlığı TV stüdyolarının ışıkları, müziği ve anonslarıyla aydınlığa kavuşabilir bir gün. Finalin Yalçın Ağabey tarafından yapılması bu anlamda tüm filmi besleyen ironi dolu bir seçimdir kuşkusuz. Yalçın Ağabeysiz evlenseler tüm acılar böylesine zengin çağrışımlarla dinmez, her acının üstüne bir çırpıda sünger çekilemezdi herhalde.
Üstelik yerel müzik, dans, düğün ve TV karakterleri izleyicinin kendi gerçeğinin de fotoğrafını çekip önüne koyuyor. ‘Yeşimçamvari’ Araf, Yeşilçam severleri de mest edecek ve sanat filmi düşkünlerini de enikonu tatmin edecek sürpriz ve yeniliklerle dolu bir arafta duruyor.
.
Şenay Tanrıvermiş
Müthiş bır film, az bile yazmışsınız. Zaten eleştirmenler beğenmedikleri zaman eleştirmen oluyorlar galiba. Hahahahaha ama kamyoncu da Cook yakisikliydi kesin.
BeğenBeğen
Başrol ve yardımcı rolerdeki herkes tektek kutlanmayı ve ödülü hak ediyor. Yönetmen zaten bır efsane. Her filmi bambaşka konuları olağanüstü bır yoğunlukta ve başyapıt. Yine süper, yine kusursuz. Unutulmaz sahneler var, bır daha zevkle izlenir, sonra bır daha.
BeğenBeğen
Çok beğendim yazınızı. Filmin özeti tam anlamıyla yesimcamvari kelimesiyle yapılmış. Süper yazmışsınız ve eğer yesimcam benzetmesi Yeşim ustaoglu tarafından da duyulursa ne düşünür çok merak konusu dogrusu. İnsanların tv izleme hallerine kişilik ve ortam tanımlaması fikri de çok yaratıcı gercekten.
BeğenBeğen
süper filmdi. umut vaateden kadın oyuncu daha öncede umut vaat etmiş aynı festivalde. komik bir durum gerçekten. çünkü başroldeydi ve çok iyi oynamış. niye en iyi kadın oyucuyu veremediler anlayamadım. acaba çok genç diye mi? ayrıca özcan deniz de süper oymanış ama aday bile değil.
BeğenBeğen
Bence vasat bir filmdi. Hem ödül almak için sanat filmi olma çabası, hem de Özcan Deniz ile gişede kazanma hırsı filmi arafta bırakmıştı. Ben kamyoncu değil, “sen konuşma” denilen türkücü görüyordum ekranda. Küfür, sevişme sahnesi ve kanlı cenin göstermek ise bence işin kolayına kaçmaktan başka bir şey değil.
BeğenBeğen
Zeki demirkubuz’un büyük ödülü alamadığı icin kızgın olduğu ve bır daha Türkiye’de artık festivallere katılmayacağını açıklamış. Bu ne acayip ve hastalıklı bır ego. Üstelik demirkubuz’un hastasiyiz ve filmlerini defalarca izlerim ama tavrı çok yanlış. Bu arada ustaoglunun arafi da bence bır başyapıt. Sizin elestirilerinizede sonuna kadar katılıyorum.
BeğenBeğen
Kaleminize saglık Şenay Hanım
BeğenBeğen
yazınızı çok sevdim. filmi izledikten sonra farklı ve böyle kaliteli yazılar okumak izleyiciyi çok geliştiriyor. çok teşekkürler, saygılar
BeğenBeğen
film tüm ödülleri hak ediyor. sizin de ellerinize sağlık çok güzel ele almışsınız. bence kesinlikle genç çocukta ödülü hak ediyordu. isli puslu karabük delikanlısı. annesini de müthiş oynamışlar. tek sahneyle bütün ödülleri hak etti. iyi sinema konuşturdukça konuşturuyor…
BeğenBeğen
film bence en iyi 10 türk filmi listesine kafadan girecek kadar iyi. iyi ki sizi okumuşta gitmişim. nasıl olurda bin tane hata bulurken kaçırmayın filan demezler? karakterler ve bazı sahneler hafızama kazındı. hem sanat hem gişe filmi olabilecek türden.
BeğenBeğen
Sanırım burada yorum yapan insanlar sadece vizyona giren filmleri izliyor. Dünya sinemasında neler oluyor haberleri yok. Evet, Araf, Türkiye standartlarında fena değildi ama Zeki Demirkubuz’un yüzdüğü sularda boğulmuştu. Yaratıcılık sıfır. Senaryo sıfır. Tamam, görüntüler çok güzel ama zaten Nuri Bilge o meseleyi çoktan bitirmedi mi?
BeğenBeğen
Sevgili haneke Nuri Bilge görüntü konusunu bitirdi diye yeni ve özgün görüntülerin sanatsal gücüne iltifat etmeyelim mı? Konu ve senaryo gercekten sıradan ama sinemayı sinema yapan anlatım dili degil mı zaten? Yoksa yani demirkubuzun son filminin konusunda da ilginç birsey yoktu. Ama çekimler ve anlatım farkı muthisti. Yesimcam benzetmesi ve araçta müthiş bence kesinlikle.
BeğenBeğen
Filmi izlerken sanat filmlerinin bunaltıcı havasi olmadıgı icin eğlendim. Gercekten YEsilcamvari yesimcam filmi izlemenin zevkini vardım. Yönetmenin en iyi filmi. İyi ki sizi okuyup gitmisim. Sayenizde eğlenceli bır sanat filmi yakaladım.
BeğenBeğen
aslında yazıda ki nin tam tersi çifte telli olayı bok etmiş 😦
BeğenBeğen