.

Histerik kelimesi genellikle küçümseyici hatta suçlayıcı bir tabir olarak kadınlar için kullanılır. Ülkemizde ‘Histeri’ adıyla değil ‘Mutlu Et Beni’ adıyla vizyona giren filme neden yeni isim uydurma ihtiyacı duyulduğu az çok tahmin edilebilir. Kelimenin tam olarak karşılığı kendi dilimizde mevcutken daha uzun ve yeni bir başlık uydurma alışkanlığı yıllardır süregelen bir durumdur. Yani normaldir. Tam olarak içeriği karşılamayan, yetmeyen veya uymayan durumlar için bazı yeni adlar koymak zorunluluğu elbette anlaşılırdır. Ancak histeri diye bir kelime dururken beğenmeyip yenisini ve daha uzununu koyma sebebi hak görülebilir mi acaba? Sonuçta eserin özgünlüğüne bir çeşit müdahale söz konusudur. Histeri başka şeyler çağrıştırır, ‘mutlu et beni’ demek bambaşka şeyler…

Belli ki kadın cinselliğine direkt ve açıktan vurgu yapmak gişe kaygısı yaratmıştır ve daha sempatik, farklı çağrışımlara açık yeni bir başlık yaratılmıştır. Histeri adlı bir filme gitmektense ‘Mutlu Et Beni’ diyen bir filme gitmek çok daha hoş görülebilir. Türkçede cinsel isteklerini bastırmayan, aşırı arzulu ve bir türlü tatmin olmayan kadınlar için aşağılayıcı bir terim olarak kullanıldığından film için uygun görülmemiştir. Sonuçta psikolojik sıkıntıların fizyolojik krizler yarattığı bir çeşit hastalığın bu şekilde bir suç olarak algılanması ayrıca düşündürücü ve üzücüdür.

En basit sorun karşısında bağırıp çağıran, avaz avaz yırtınarak konuşan, boşanmak istemeyen karısını kesen, bakire çıkmayan kızını doğrayan, haftada bir iki geçici felç geçiren, oturduğu yerde nefes nefese kalan, kolu, bacağı, boynu kasılan kısacası evde, sokakta, maçta ve hatta mecliste histeri krizleri geçirenlerin kadın mı erkek mi olduğu ortadır. Bir sinema filmi isminde bile hortlayan bilinçaltı tahammülsüzlüğün kaynağı kadın mıdır, erkek midir? Öyle ya da böyle adı bile doğru konulamayan bu filmin oldukça zengin bir oyuncu kadrosu, seyre değer ilginç konusu ve keyif veren ilginç detaylarla dolu karmaşık bir yapısı var.

Üstelik bu detaylar birbirini tamamlamayı başarmış, herhangi baskın bir öğe içinde kaybolmamış, dengeli bir bütün içinde heyecan unsuru unutulmamış ve tarihi bir dönem neşeli, dramatik yapısıyla canlandırılmıştır. İçinde romantizm, aşk, cinsellik ve fantastik öğeleri ustaca harmanlamış Histeri’nin 18.yüzyıl icatlar döneminin en ilginç icadının yapılmasını anlatması da hediyesi. İlk vibratörün nasıl ve neden geliştiğinin hikayesi Victoria dönemi Londra’sında geçer.

Hugh Dancy, Maggie Gyllenhaal, Jonathan Pryce, Felicity Jones, Rupert Everett, Ashley Jensen, Sheridan Smith, Gemma Jones, Malcolm Rennie, Kim Criswell’un rol aldığı film utanmaz romantik komedi olarak tanımlanıyor. Kadının cinsel tatminiyle ilgili bir ihtiyacını karşılayan alete ‘utanmaz, arsız’ gibi sıfatlar yakıştırılırken, erkeğin skor peşinde koşturması ve erkekliğinin reklamını yapması tüm toplumlarda olağan karşılanan bir meseledir. En iyisi biz de fazla mesele etmeden 2011 yapımı filmin gecikmeli vizyona girişini kaçırmayalım.

Çünkü tarih, komedi, dram, fantastik ve gerçekçi öğeleri bir arada yakalamak, hele de böylesi rollerine cuk oturmuş bir kadroyla bulmak biraz zor.

.

Şenay Tanrıvermiş