Şenay Tanrıvermiş
senayt@windowslive.com
Aksiyon-komedi türündeki Yedi Psikopat Martin McDonagh tarafından yönetiliyor. Başrollerinde Colin Farrell, Sam Rockwell, Woody Harrelson, Christopher Walken, Tom Waits, Abbie Cornish ve Olga Kurylenko’nun yer aldığı film, senaryo yazım aşaması üzerinden anlatının paralel işlemesiyle ilerliyor. Hayal etme, tartışma, alternatif motivasyonlarla farklı sonuçlara gitme, canlandırma ve sonrası üzerine kafa yorması açısından gayet ilginç bir çalışma. Ancak aldığı olumlu eleştirileri karşılayamayan ve çok yerinde komedisi nedeniyle değil aksiyonun ve diyalogun uyumsuzluğu nedeniyle aksayan bir yapı söz konusudur.
Hikayesi için zorla bir araya getirilmeye çalışılan 7 psikopat, film içinde de zoraki, uydurma, gereksiz, amaçsız, ilişkisiz bir beraberlik içindedir. Sadece senaryo olsun diye uydurulmaya çalışılan anlatı, film izleyicisi içinde film olsun diye yapılmış bir film sunmaktadır. Çıkış noktası çok etkisi altında kalınmış bir olay, öykü, duygu, karakter veya mekan değildir. Çılgın olduğuna inandırılmak istenen ve psikopatlığıyla övünen bir karakterin senaryo yazma ve yazdırma çabasının arakasındaki motivasyonsuzluk belki sadece saçmalıkla açıklanabilir.
Aslında aksiyon filmleriyle ilgili yersiz patlamalar, abartılı çatışmalar ve inandırıcılıktan uzak dövüş sahnelerini eleştirmek, analiz etmek gibi son derece ilginç ve keyifli bir damar yakalanmış olsa da bu fikir de klişelerle ziyan edilmiştir. Hatta filmin bir yerinde senaryonun ikinci yarısının düşünce ve diyalog dolu sahnelerden oluşabileceği tartışılırken diğer kahraman ‘fransız filmi’ istemediğini söyleyerek izlediği klasik Hollywood çizgisini açıkça ilan eder. İncelikli bir Hollywood eleştirisine sık sık yaklaşan anlatı yine aynı hızla ve kopuk sahnelerle klasik vurdulu kırdılı, patlamalı ve bolca kanlı aksiyondan vazgeçememiştir. Böylece Hollywood’un şiddeti meşrulaştıran, psikopatları kahramanlaştıran ve gücü kutsallaştıran mantığı bir kez daha yüceleştirilir.
Anlatının kendi içinde de ilan ettiği gibi film tam bir erkek filmidir. Sinemanın erkek egemen bakış açısını ve kadınları nesneleştirip kolayca öldüren, harcayan, küçümseyen felsefesini de sözde eleştirecek gibi yapar ve ardından kadın ve hayvan kıyaslamaları yapmayı ironi sayacak kadar basitleşir. Güya çuvaldızı kendini batırıyor gibi yaptığı her seferinde baltayı taşa vurup en klasiğinden korkunç klişelerle kadınlar parçalanır, sadece bedenleriyle metalaştırılır, fetişize edilir.
Sadece kadın meselesinde egemen bakış söz konusu değildir. Yine Amerikanvari bir politik taşlama ve hesaplaşma yapılacağı yönünde seyirci yönlendirilir ve egemen söylem pekiştirilirken objektif bir yergi yaptığı yanılsaması yaratılır. Örneğin Vietnamlı karakter üzerinden ne dediği belli olmayan bir laf kalabalığının ardından akıl da kalan uçuk kaçık bir Uzakdoğu’lunun deli saçması zırvalıklarıdır. Yine terörize olan karakter yabancıdır. Dahası film boyunca ara ara aşağılayıcı zenci söylemi kendini tekrar eder. Zenci karakterlerin şişman, alt sınıfa mensup, katil oldukları yönündeki streotipleştirme geleneği aynen devam eder.
Tavşan ve köpek gibi hayvanların gerçekten metaforik anlamları olup olmadı ise bu kadar klişe bombardımanından sonra iyice cılızlaşır ve değerini yitirir. Oysa en baştan kendisinin kurmaca olduğunu ilan eden filmin hem karakterlere hem de sinemanın kendisine iç görüyle bakacağı, gerçeklikle kurmaca arasındaki alanda yeni şeyler söyleyeceği, Kaufman’ın ‘Tersyüz’ünde olduğu gibi bizi tersyüz edebileceği ihtimallerinin hiçbiri gerçekleşmiyor.
Psikopatları 7’ye tamamlama çabasıyla ilave gibi duran yan karakter ve öyküler, ana hattaki öyküleri ve karakterleri bulanıklaştırıyor, üstelik neredeyse anlaşılmaz kılıyor. Zengin bir hikaye sunmak isterken ana izlek yolunu kaybediyor ve ana karakterlerin gereksiz yere sesi kısılıyor. Psikopatlar sahneye çıkmayı bekleyen deliler gibi sırayla eklektik bir yapıda anlatılıp geçiliyor ve ne yazık ki öyküler sıkıca ve organik bir dille birbirine bağlanamıyor. Netice de kopuk, duygusu zayıf ve yaratıcılığı ezberden beslenen bir yapımla hayal kırıklığı büyüyor.
gerçekten amerikan sinemasının ezbere bildiğimiz anlamsız aksiyonların bıktık, illalah, süper yazmışsınız.
BeğenBeğen
galiba hollywoodtan umudu kesiyorum. ezberletti, kusucaz artık. üstelik yüksek puanları da kendileri veriyor zaten, giden de hata galiba:(
BeğenBeğen
bence sıradn bir amerikan filminden fazlası değildi, ama eksik birşey de yok. ama tanıtımları çok başarılı,, bir şekilde kandırmayı başarıyorlar
BeğenBeğen
hay tanımaz olaydım tanıdık psikopatları:)))))))))))))
BeğenBeğen