Şenay Tanrıvermiş
senayt@windowslive.com
Sinema Editörü
İstinye’de, Sarıyer Belediyesi’nin geçen yıllarda Ramazan etkinlikleri adı ile başlattığı gürültü kirliliği bu yıl İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin yönetiminde devam ediyor.
En baştan belirteyim, müzik türlerindeki küçük değişiklikler dışında anlayışta hiçbir farklılık yok ne yazık ki! Yine semt sakinleri uyuyamıyor, balkonunda, bahçesinde, sahilinde sükunetli bir yaz geçirmesi ise çok uzak bir hayal olarak bile görünmüyor! Ramazan etkinlikleri kapsamında kurulan lunaparkın tüm bölgeyi inleten çığlıkları, tekno müzik eşliğinde çalışan makineleri ve upuzun kuyruğa dönüşen trafiği akşamları kabusa çeviriyor. Üstelik bu kabus her gece saat 01:00’e kadar sürüyor.
Bunun adı Ramazan etkinliği olduğu için akşamüzerleri uzun uzun Kuran okunuyor, derken fondaki lunapark gürültüsü eşliğinde ilahiler başlıyor ve sonra günün solisti kulakların zarını patlatıyor. Konser gece yarım gibi bittiğinde artık lunaparktan yükselen çığlık dinletisine geçiliyor. Gondoldan yükselen acı çığlıklar, yırtınmalar, tekno müzik inanılması ve katlanılması zor işkenceyi arttırdıkça arttırıyor. Hiç umudu kalmayan halk bari gondol kapatılsa diye dua ediyor.
Şimdi soruyorum bu etkinliğin ramazanla ne ilgisi var? Ayrıca insanlara zorla istediğini dinletmenin ve ortalığı inletmenin hangi dini inançla ilgisi olabilir?
Kaldı ki hastası, ölüsü, acısı, yaşlısı, çoluğu çocuğu olan var!
Yaz günü camların kapanmasının bile çare olmadığı gürültü nedeniyle daralan insanların ne suçu günahı var? Bin bir türlü insanın yaşadığı bir yerde uygulanan bu dayatmayı dini bir ayla kamufle etmenin ahlakla, insanlıkla ve özellikle dinle bir ilgisi olabilir mi? Dinle ilgisi olsa olur mu yani diye sormuyorum bile çünkü burası zaten laik filan asla değil, o da ayrı bir mesele!
Açıkçası içine dinle ilgili herhangi bir şey konulunca herkesin her şeyi kabullenmesinin mecburiyet halini aldığını görüyoruz elbette. Hatta alışıldı da buna! Bu yüzden asıl tartışılması gereken noktayı maalesef geçiyorum. Başta imza kampanyaları ve şikayetlerle itiraz etmeye çalışan semt sakini de çoktan vazgeçmiş görünüyor.
Kısacası İstinye sahil gazinosu yetkililer eliyle gürültü terörüne tam gaz devam ediyor. Bu bölgede insanlar belediye ne isterse öyle geçiriyorlar akşamlarını. İsteyen elbette İsmail Türüt dinleyebilir ancak bu bölgede oturanların İsmail Türüt dinlememe özgürlükleri bulunmuyor. Bu televizyon değil ki kanal değiştirilebilsin, semt değiştirmek gerekiyor.
Daha önce Sarıyer Belediye Başkan’ının çevresinden olduğu söylenen yöresel türkücüler ve bazen de bildik isimler konser veriyordu. Şimdi ise nereli olunursa olunsun öncelikle Rize dolaylarından bir şeyler söylenmesi kural gibi çalışıyor. Zaten sorun zevkler meselesi değil, dinlememe özgürlüğünün olmamasıdır. Her iki yönetimden küçük örnekler vermekteki çabam konunun partilerle ilgili değil zihniyetle ilgili olduğunu anlatmaya çalışmaktır. Önce CHP’li şimdi AKP’li yönetim halka zorunlu olarak istediğini dinletti, dinletiyor hem de bangır bangır!
Allah ramazan etkinlikleri bahanesiyle eziyet edenlerin gazino programı kapsamındaki dualarını kabul ederse, benimkileri etmesin lütfen! Amin.
İstinye de yaşayanlar için korkunç bir eziyet. inanılır gibi değil, en sevdiğim müzik bile olsa her akşam yüksek volüme çekilmez tabii. belli ki İstinyeliler kimsenin hedef kitlesi değil, hiçbiri takmadığına göre.
BeğenBeğen
bence eskiye oranla seste bariz bir azalma var, haksızlık etmeyelim!
BeğenBeğen
Ramazan eğlence değiş ibadet ayıdır diye bir pankart asılmış istinye’de. Nefis bir cevap yazılıp asılmış:))
BeğenBeğen
aynen devam ediyorlar, rezalet :(((((((((((((((((((((
BeğenBeğen