Yazar : Şenay Tanrıvermiş
İletişim : senayt@windowslive.com
İngiliz bağımsız sinemasının karanlık komedi türündeki yapımı Dom Hemingway oldukça farklı bir yapı ve dille çok keyifli bir seyir sunuyor. Her şeyden önce JudeLaw’ın monologdan öte muhteşem tiratları filmi unutulmaz kılacak sahnelerle dolu. Açılıştan itibaren JudeLaw, oyunculuğunun sınırlarını zorluyor, şaşırtıcı replikleri sayesinde de film boyunca kusursuz aurasına seyirciyi hapsediyor. JudeLaw’un rol arkadaşları EmiliaClarke ve Richard E. Grant birbirine uyumlu ve sevimli bir resim oluşturuyorlar.
Dom Hemingway 12 yıl süresince arkadaşlarını ispiyonlamamak için hapis yatıyor , bu süreçte karısı kanserden ölüyor ve kızının çocukluğunu kaçırıyor. Suç ortaklarının isimlerini söylese en fazla 1-2 yıl yatıp çıkacakken O ağzını sıkı tutuyor ancak geçen yıllar boyunca kızı da kendisine büyük bir kırgınlık ve öfke biriktiriyor. Özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz 12 yılın hesabını sorup karşılığında bir miktar para almak ve kızıyla arasını mutlaka düzelterek suç dünyasından tamamen uzaklaşmak istiyor. Ama dışarıda işler Dom’un hayal ettiği gibi gelişmiyor elbette! Böylece film başlıyor ve başladığı andan itibaren de sürprizi hiç azalmadan anlatı tırmanıyor.
Gerçekten titiz ve yaratıcı yazılmış bir senaryo ve oyuncu merkezli işleyişle sürükleyici, ironi dolu ve mizah gücü yüksek bir yapım çıkarılıyor. Bazen kahkahalara boğuyor, bazen gülümsetirken ağır dramın acısıyla yürek burkuyor ancak sempatik serseri Dom, suç listesi kabarık geçmişiyle nefret uyandırmak yerine sempati ve sevgi uyandırıyor. Ne de olsa 12 yıl susacak kadar etik değerleri olan bir hırsız konu ediliyor. Ancak 12 yıllık suskunluğunun karşısında almayı planladı parayı riske atacak kadar da çenesini tutamıyor. Doğruyu gayet net ve kaba bir dille uygun olmayan zamanlarda söyleyince mizah yakalanmış oluyor tabii.
Ama asıl komedi, mizahındaki çok eğlenceli eril dille kendisinin de dalga geçmesinden doğuyor. Oyuncunun şahsına mahsus bir hınzır şirinlikle düpedüz şiddetin doğurduğu ani iniş çıkışlardan kara komedi türü romantize ediliyor neredeyse. Yani film kara komedi olarak sınıflandırılacak olursa filmin komedi unsurlarının daha yoğun olduğu ve dolayısıyla seyrinin çok daha kolay aktığı da belirtilmelidir. Çünkü filmin komedisinde yaratılan tuhaf, çarpıcı ve süratli dil anlatıyı neredeyse kusursuz bir noktaya taşıyor.
Filmin teknik özellikleri öne çıkmıyor, geride kalmıyor ve sadece konuya hizmet ediyor. Kamera ölçekleri ve hareketleri dengeli bir matematikle kendini neredeyse inkar edercesine karakteri merkezde tutmayı başarıyor. Odak Dom Hemingway’i derinlemesine hissetmek üzere kuruluyor ve aşırıya kaçmadan tutarlı bir odaklanma hiç bozulmuyor. Bu net odak sayesinde karakter tanımlanmıyor, neşeyle tasvir ediliyor… Öfke ve şiddet duygularını kontrol edemeyen, içki ve uyuşturucu gibi maddeleri kanıksayan, ırkçı söylemlerini açıktan beyan ederek başta kendini aşağılayan, erkek diline özgü küfür ve hakaretleri doğallıkla kullanan Dom diğer yandan kimseye kötülük yapmamaya ve hak yememeye çalışan saf bir karakterdir.
Yan hikayeleri ve diğer karakterlerin iç motivasyonlarına neredeyse girilmiyor hiç. Ne var ki Dom öyle iyi yazılmış bir karakter ki dramatik yapısı güçlü bir iş kolyaca çıkartılmış gibi duruyor ve film su gibi akıyor. Keşke bu karakterin seri hikayeleri olsa da dizi film yapılsaydı dedirtiyor. Çünkü Dom’un film boyunca attığı tiratlar doyumsuz bir haz yaratıyor ve daha fazlası olsa da izlesek iştahı yaratıyor. Karakterin unutulmaz sözleri nedeniyle filmin kült olma ihtimali de gayet kuvvetli görünüyor.
Senarist ve yönetmenliğini Richard Shepard’ın üstlendiğifilmin karakter ismiDom Hemingway olunca akla hemen Ernest Hemingway geliyor tabii. Zatenkarakterin Ernest Hemingway eserlerinden bolca esinlenerek yazıldığı yolunda çıkan söylentilere ister istemez inanmamak imkansız!Ayrıca bu söylentinin tam olarak doğru olup olmadığı bilinmese de Dom’u, Hemingway dilinin şiddetine, ironisine, öfkesine ve alaycılığına yakın bulmamakta zor doğrusu. Üstelik ister istemez kurulan bu bağ karakteri daha tanıdık, sevilir ve anlaşılır kılıyor.
ya ne güzel demişsiniz dizi olur diye, uzun zamandan beri ilk kez film su gibi aktı. telefonuma bakmadan çıktım, olay yani..
BeğenBeğen