Yazar : Şenay Tanrıvermiş
İletişim : senayt@windowslive.com
Vazgeçilmez bir anlatı şablonu oluşturan zıt erkek kardeşlerin benzerliği, nefret ve sevgileri üzerinden aile mitini ve koparılamaz kan bağlarının sağladığı ve kaybettirdiklerini işleyen gayet keyifli bir seyirlik ‘Kan Bağları’. Ancak yeni bir dokunuş, farklı bir söylem ve artı tatlar arayanlar için istenilen ve özlenen yeniliği sunamıyor. Çünkü Fransız yönetmenin ismi, sansasyonel yaşamı ve magazin çağrışımları kendisini farklı bir yere koyuyor, beklentiyi yükseltiyor.
Fransız oyuncu ve yönetmen Guillaume Canet neden filmi İngilizce çekmiş ve neden Fransız soslu bir Amerikan mutfağına yeltenmiş kısmı itici geliyor doğrusu! Ne var ki ikna olmak için fazlasıyla yeterli oyuncu kadrosu karşısında seyrin hazzına varmakta kaçınılmaz oluyor. Gerçekten yönetmenin çekim teknikleri ve senaryosu açısından katamadığı derinlik ve ustalığı oyuncuların doğal malzemesi kendiliğinden dolduruveriyor. Böylece ‘Kan Bağları’ gayet bilindik klişe bir hikayeyle yine de ortalamanın çok üstünde bir iş sunuyor.
Biri kanunun diğeri kanunsuzluğun bekçiliğini yapan kardeşlerin görünürdeki tezatlığı sisteme karşı olmaktan mı birbirlerine karşı olmaktan gelir sorunsalı pek çok metnin nüvesini oluşturur ezelden beri. İyi ki de bu gerçekçi formül icat edilmiştir çünkü böylece çekirdek aile biriminden itibaren tüm sistematik bağlar sorgulanır. Bu bağlar insanoğlunun elini kolunu, ruhunu, yolunu bağlar ve kilitler mi yoksa güçlendirir mi? Aile içinde başlayan erk rekabeti yaşamsal yolculukta ilerleme mi vaat eder, hayat yoluna en baştan taş mı koyar? Aynı ailede doğmak eşit şartlara ve aynı muameleye tabi tutulmak mıdır gerçekten?
Ne yazık ki ebeveynler tarafından itirafı zor olsa da anne ve babalar aynı yakınlık ve birebir ilişkiyi tüm çocuklarıyla eşit şekilde başaramazlar. Genellikle ailelerde haksız bir ilgi, sevgi dağılımı farkında olmadan doğal olarak gelişir ve aslında doğal olmayan bu zeminde pek çok küskünlük, kıskançlık, hayal kırıklığı kimi zaman sessizce ve kimi zaman bir masa etrafında kopan kıyametlerle patlar. Filmde de hapisten şartlı çıkan ağabey ve polis kardeşin çatışmasını yatıştırmaya çalışan baba ve kız kardeş farkında olmadan her iki erkeğin adaletsizlik duygusunu pekiştirip ilişkiyi sürekli dinamitlerler.
Gelinen noktada kardeşlerden birinin ne olduğunu sağlayan diğeridir belki de, ancak en hassas dengelerin psikolojik yaraları itiraf edilemeyecek kadar derindedir. Babanın filmin ikinci yarısında polis oğluna yaptığı itiraf, evlatlarına dağıtmadığı eşit dikkat ödüllendirilmesinin ardındaki haksızlığı açıklar. Bu açıklama tüm ailenin seçimlerinin de açıklamasıdır. Aile bireyleri, özellikle kardeşler arasındaki güçlü hat ortak hatıralardır ve ortak hatıralar böylesi eşitliksiz ödüllendirme yapılan ailelerde aynı şekilde hatırlanmazlar ama mutlaka hatırlanırlar. Birbirinin kişisel tarihçisine dönüşen aile bireyleri bir yandan hesap sorucu muhasebecilere dönüşen kayıtçılar olduklarından onaylanabilir veya reddedilir geçmişin bekçileridir. Yani inkarı imkansız, kopması zor aile bağları bireylerin birini diğerine hapseder.
Yönetmen tüm çatışmayı iki erkek kardeş üzerinden anlatıyor ve sorunun adeta tamamen erkek iktidarı sorunu olduğunu söylüyor böylece. Kız kardeş anlatıda etkisiz eleman, hatta biraz duyarsızlığa varan saflık veya geri zekalılık sınırlarında bir iyilik perisidir. Ne olursa olsun aileyi toplamaya çalışan, yemek pişirip bir masa etrafına dizilerek gülümseyen, olanları unutmakta ısrar eden ve inkar da kararlı bir karakterdir. Kız kardeş figürü bu güçsüz, etkisiz ve sessiz haliyle acınası bir karakterdir ve yönetmen belki de aileyi birbirine tutkallayan kadın öğesini hiçleştirerek erk mücadelesi ve savaşına odaklanmayı önerir.
İki erkek kardeş diğeri için sürekli bir taktik geliştirme sebebi oluverir ve bu duruşlar yaşamsal kararların esas nedenleridir. Tüm dünyadan saklanmış zayıflıklar ve sırların en iyi uzmanı hep diğer kardeştir ve iki erkek kardeşte kendilerini değil ama diğerini ölçme uzmanlarıdır. Dolayısıyla birbirlerinin tehditkarı ve koruyucu melekleri de yine birbirleridir. İşte kan bağının ne kadar inkar edilse de hücreleriniz de akan duygu ve düşüncelerin içinde yaşadığı gerçeği ve birini kesince diğerinin acıması da bundan olabilir. Dolayısıyla bu film her türlü izlenir. Üstelik 70’li yılların Retro atmosferi ve polisiye malzemeleri de filmin artı hediyeleri sayılabilir.
Ne güzel yazmışsınız, gerçekten aileler dünyanın kozmozu aslında ve erkek kardeş çatışması sanatın vazgeçilmez sağlam formülü. Elinize ve yüreğinize sağlık, Saygılar
BeğenBeğen