Kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alan meme kanseri için kontrollerin düzenli olarak yapılması gerekiyor. Kadınların kendi kendilerine yapacakları muayene de erken tanı için büyük önem taşıyor..
Meme kanserinin erken tanınabilmesi için kadınlara neler öneririsiniz?
Sağlıklı kadınlara 35-40 yaşları arasında başlamak üzere her yıl meme muayenesi yaptırmalarını ve ilk mammografilerini çektirmelerini öneriyoruz. Eğer mammografi sonucunda bir sorun çıkmazsa her yıl muayene olmak kaydıyla, menopoza girinceye kadar mammografisini tekrar etmeye gerek duymuyoruz. Ancak menopozdan sonra hayatı boyunca her yıl mamografi çektirmesini öneriyoruz.
KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ NASIL YAPILIR?
Bu muayene kadınlar tarafından beş şekilde yapılabilir.
1. En kolay yöntem; banyoda vücudunuz sabunlu iken ellerinizin rahatça kayacağı şekilde muayeneyi yapmaktır. Parmaklarınızın arasında memede kitle olup olmadığı ya da meme derisinde bir sertleşme olup olmadığını fark edebilirsiniz.
2. Üst bedeniniz çıplak iken ayna karşısına geçerek her iki kolunuzu yukarı kaldırarak meme üzerinde çekinti, kabarıklık, şekil bozukluğu veya kızarıklık olup olmadığını inceleyebilirsiniz.
3. Oturarak veya ayakta hangi memenizi muayene edecekseniz, karşı taraftaki eliniz ile yukarıdan aşağı veya istem dışı veya çembersel olarak parmaklarınızı meme üzerinde gezdirerek muayene yapabilirsiniz. Bu muayene için işaret, orta ve yüzük parmaklarının iç yüzü kullanılmalıdır. Bu muayene sırasında koltuk altı da karşı taraftaki el kullanılarak kontrol edilmelidir.
4. Bir önceki aşamada yaptığınız muayeneyi yatarak ve sırtınızın altına küçük bir yastık koymak şartı ile yapabilirsiniz. Bu muayene sırasında parmaklarınıza serpeceğiniz az miktardaki talk pudrası, parmaklarınızın meme derisi üzerinde kaymasını kolaylaştıracağı gibi meme içinde bir kitle varsa fark edilmesini kolaylaştıracaktır.
5. Bu aşamada meme dikkatle gözlenmeli ve üzerinde kızarıklık, yara olup olmadığı, meme başında çekinti olup olmadığı ve meme başından akıntı gelip gelmediğine dikkat edilmelidir. Meme başında akıntı varsa kanlı olup olmadığına bakılmalıdır.
KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ
Bu muayenede aranacak ve dikkat edilecek en önemli noktalar:
• Ele gelen kitle olup olmadığı,
• Meme derisi üzerinde ve meme başında çekinti olup olmadığı,
• Meme derisi üzerinde renk değişikliği olup olmadığı,
• Meme başından kendiliğinden bir akıntı gelip gelmediği,
• Koltuk altında kitle olup olmadığıdır.
Hangi risk faktörlerini değiştirmek sizin elinizde?
1. Çocuk sahibi olmamak: Hiç çocuk sahibi olmamak veya ilk çocuğunu 35 yaşından sonra doğurmak, meme kanseri riskini az da olsa yükseltir.
2. Östrojen tedavisi: Araştırmalar 10 yıldan fazla östrojen alımının meme kanseri gelişiminde ufak bir risk artışına sebep olduğunu göstermektedir. Fakat bu çalışmalar östrojen alımının aynı zamanda osteoporoz , Alzheimer ve kolon kanseri riskinin azalmasına sebep olduğunu da vurgulamaktadır.
3. Bebeğini emzirmemek: Bazı çalışmalar 1,5-2 sene süt vermenin meme kanseri riskini az miktarda düşürdüğünü göstermektedir.
4.Alkol kullanmak: Alkol kullanmanın meme kanseri riskini yüselttiği araştırmalarla kanıtlanmıştır. Günde 1 kadehten fazla alkol içen kadınlar, hiç içmeyenlere göre 1,5 kat risk altındadır.
5. Obezite, fazla kilo ve yağlı beslenme: Meme kanseri riskini düşürmek için hayat boyu sağlıklı beslenilmesi ve ideal kilo aralığında kalınması önerilmekte. Özellikle hayvansal yağ tüketiminin meme kanseri riskini artırdığı düşünülmekte.
6. Hareketsizlik: Araştırmalar düzenli egzersiz yapmanın meme kanseri riskini düşürdüğünü göstermektedir. Bir araştırmaya göre haftada 1-2 saat tempolu yürüyüş bile riski %18 azaltmaktadır. Amerkan Kanser Derneği, haftada en az 5 gün 45-60 dakika egzersiz yapılmasını önermektedir.
Hangi faktörlerin meme kanseri riski üzerinde etkisi kanıtlanmamıştır?
Çeşitli besinleri yemenin, vitamin alımının meme kanseri ile ilişkisi kanıtlanmamıştır. Terlemeyi engelleyen deodorantlar, sütyen, meme protezleri, kürtaj, çevreyi kirleten bazı kimyasallar ve gece çalışmanın da meme kanseri riski üzerinde etkisi olduğu öne sürülmüş ancak henüz araştırmalarla kanıtlanmamıştır.