Yazar : Şenay Tanrıvermiş
İletişim : senayt@windowslive.com
Adına havalimanları, parklar, yollar, meydanlar, kitaplar, heykeller yapılan büyüklerinin çok çirkin hesaplarını ve vahşi planlarını görmeye gelir misin? Ülkenin kusulan, kıyılan, taranan, köküne kibrit suyu dökülen, vicdanına kezzaplar atılan, ayrık otu gibi ayıklanan ve katli vacip olan milletini tanımak ister misin?
En acımasız Nazi kamplarına taş çıkartan ve benzersiz bir baskıyla susturulan koskoca ayıplı kahramanlarını tanımaya ve yüzleşmeye hazır mısın? O zaman haydi ‘Hay Way Zaman’’a gidin! Ertelemeden, unutmadan ve vazgeçirilmeden hemen görün bu sarsıcı, üzücü, düşündürücü gerçeği gösteren yalın aynalı sinemayı…
Yoksa illa ki marşlarını, ezberlenmiş Milli Eğitim bilgilerini ve klişeleşmiş hezeyanlı kahramanlık hikayelerini tekrar etmek mi istiyorsun? Daha kolay, daha emin, daha risksiz ve daha hazır paket bir yaşam anlayışından kopmaz mısın? Oh ne güzel değil mi kahramanlık masallarımız, ama örneğin Kurtuluş Savaşı’nda omuz omuza savaştığın kardeşini nasıl sattığını illa ki inkar mı edeceksin? İşine geldiğinde ve gücüne mecbur kaldığında kardeşin olanları meydanlarda kurşuna dizdiğini artık bir zahmet görecek misin? Yoksa yeminli misin geçmişinle yüzleşmeye?
Hay Way Zaman 83 yaşına kadar köksüz, kimsesiz, geçmişi bir sis perdesi arkasında sessizce terk ettirilmiş Emoş’un Elif olduğunu öğrenme sürecini anlatıyor. Kardeşini kan kokusuyla hatırlayan, anne babasını, konu komşusunu, evini barkını acımasız, haksız ve sebepsiz bir katliamda kaybeden bir kadının korkunç yaşamını belgelerken sadece sarsmıyor, borçlu ve suçlu da hissettiriyor. Nezahat ve Kazım Gündoğan’ın ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ndan sonra çektiği ikinci belgesel, bu kez odağında kimliği yok edilmiş bir kadının biyografisini işliyor.
1938 Dersim Katliamı vatandaşının bir kısmını farklı bir etnisiteden, mezhepten, soydan olduğu için imha eylemleriyle dolu kanlı, utanç verici kıyımlarla doludur. Ancak resmi tarih yazmaz, iktidarlar konuya yanaşmaz, medya işlemez ve en kötüsü bu soykırımdan geriye kalanlar da köklerinden koparıldıkları, yeterince yalnız ve çaresiz bırakıldıkları için suskunluğu tercih ederler.
Konu içler acısı, kapkaranlık, korkunç bir utanç tarihi olunca ve genellikle insanlar tarihleriyle ilgili sadece kahramanlık öyküleri dinlemeyi tercih ettikçe geçmişin kan kokusu bugüne dağılmaktadır. Emoş’un burnundan gitmeyen kan kokusu bugünün şanlı tarihine gölge düşürüyor elbette. Ancak bilinçli, planlı ve kararlı bir imha operasyonundan arta kalan acılarla artık yüzleşmekten başka çare yoktur çünkü Hay Way Zaman iyi ki çekilmiş ve gösterime girmiştir. Filmin gerçekleşmesi bile umut vermeye yetmiştir. Acilen gidin görün…
Kaskatı kesilecek, boğazınız düğümlenecek, kanınız donacak, utanacak, üzülecek, borçlu ve suçlu hissedeceksiniz çünkü pek o kadar kahraman olmadığınızı öğrenmekten başka çare kalmamıştır bugün.
Fragman :
Şenay Hanım keşke hangi sinemalarda oynadığını da yazsanız yahu! Pazar programımız değişti, bu yazıdan sonra doğru sinemaya artık.
BeğenBeğen
filmden beri okuyorum, araştırıyorum. iyi ki haberdar ettiniz, sonsuz teşekkürler
BeğenBeğen
muhteşemsiniz…
BeğenBeğen
Filmi çok hissederek yazmışsınız, mutlaka gideceğim ama derin uykudaki ülkemizi naapmalı:((
BeğenBeğen
İlyas Hoca’ya ödüller geliyor. Ne güzel yazı, ne iyi film be
BeğenBeğen